İçeriğe geç

Uçak Motorları

Uçak motorları hakkında bilgi vermeden önce bazı kavramların netleştirilmesinde fayda olacaktır. Hava araçlarını ifade ederken genellikle uçak kavramını kullanmaktayız. Hava aracı sınıflandırmasına baktığımızda, aslında uçak, hava araçlarından sadece biridir. Bu nedenle hava aracı motoru ifadesinin kullanılması çok daha uygun olacaktır. Fakat alışkanlıklardan dolayı bu yazıda da yer yer uçak motorları ifadesini kullanacağız. Hava araçlarının sınıflandırılmasına baktığımızda havadan hafif ve havadan ağır hava araçları olarak iki sınıfta ele alabiliriz. Uçaklar havadan ağır motorlu hava araçları sınıfında, atmosferde havanın reaksiyonlarından kaldırma kuvveti elde eden bir çeşit hava aracıdır.

Uçak kanatlarının kaldırma kuvveti oluşturabilmesi için, hava akımının oluşması gerekmekte ve bu amaçla itme kuvvetine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kuvvetin elde edilmesinde uçaklarda, pistonlu ve gaz türbinli motorlar olarak iki çeşit motor kullanılmaktadır.

Pistonlu Uçak Motorları

Şekilde de görüldüğü gibi pistonlu uçak motorları, kendi içinde üç farklı şekilde sınıflandırılabilir. Kullanılan yakıt durumuna göre, dizel ve benzinli olarak; piston sıralamasına göre V tipi, sıra tipi, radyal (yıldız) tip olarak; soğutma sistemine göre, su soğutmalı veya hava soğutmalı olarak sınıflandırılabilmektedir.

Pistonlu uçak motorları genellikle eğitim uçakları, tarım uçakları gibi küçük genel havacılık uçaklarında sıklıkla kullanılmaktadır. Üretici firmalar tarafından uçak dizayn aşamasında, uçağın hızı saatte 400 km’nin altında ve küçük uçak ihtiyacının giderilmesinde maliyet etkinlik yönünden genellikle pistonlu uçak motorları tercih edilmektedir.

Pistonlu uçak motorlarının çalışma prensiplerinden dolayı belirli bir irtifanın üzerinde istenilen performansı gösterememektedir. Bu nedenle seyir halinde atmosferik durumlardan kolaylıkla etkilenmektedir. Örneğin, jet uçaklarında belirli irtifaların üzerine çıkılarak yağmur, kar gibi durumlardan etkilenmezken pistonlu motor kullanan uçaklar hava durumundan kolaylıkla etkilenmektedir. 

Gaz Türbinli Uçak Motorları

Gaz türbinli motorlar turbojet, turbofan, turbo prop ve turbo şaft olarak dörde ayrılmaktadır. Gaz türbinli motor yerine genellikle jet motor ifadesi kullanılmaktadır. Bunun en önemli sebebi ilk olarak jet motorun icat edilmesi, daha sonraki süreçlerde turbofan, tuboprop ve turbo şaft motorların geliştirilmesidir.

Gaz türbinli motor mimarisinde üç önemli dönüm noktası bulunmaktadır. İlk dönem 1930’ların sonu ve 1940’larda kullanılan tek akışlı (single spool) jet motorlarıdır. Bu motorlar pistonlu motorlara kıyasla yüksek hız ve yüksek irtifalara ulaşabilmelerinden dolayı genellikle askerî savaş uçaklarında kullanılmıştır. Jet motorlar ilk yıllarda sivil havayolu taşımacılığının ilgisini çekmese de 1950’li yılların başında geliştirilen çift akışlı (dual spool) jet motorlar, farklı bir dönemin başlamasına vesile olmuştur. Tek akışlı jet motorlara göre yaklaşık %10 tasarruf sağlaması, daha yüksek takat elde edilmesi ve daha az gürültülü olması ticari uçaklarda jet motorunun kullanılmasına olumlu yönde etki etmiştir. Jet motorların üçüncü dönemi olarak kabul edilebilecek gelişme 1970’li yıllarda turbofan motorların geliştirilmesiyle yaşanmıştır. Turbofan motorlar, ikinci hava akışının daha fazla olmasına imkân sağlayarak ilave yüzde onluk bir yakıt tasarrufu sağlamıştır. Ayrıca motor gürültüsü, jet motorlara kıyasla oldukça azalmış ve bakım maliyetleri de düşmüştür.

İlk Gaz Türbinli Uçak Motoru Kullanan Yolcu Uçağı

İngiliz De Havilland şirketi tarafından geliştirilen De Havilland Comet uçağı, “dünyanın ilk jet motorlu yolcu uçağı” olarak ilk uçuşunu 1949 yılında ve ilk ticari uçuşunu ise Mayıs 1952’de yapmıştır. Bu dönemde ABD’de faaliyet gösteren Pazar lideri konumundaki firmaların ürettiği pervaneli pistonlu motorlar sivil havayolu taşımacılığında yaygın olarak kullanılmaktaydı. O dönem pistonlu motorlar ortalama saatte 500 km hıza ulaşabilmekteydi. İngiliz yapımı Comet, kullanmış olduğu jet motorları sayesinde 12 kilometre irtifaya ve saatte 740 km sürate ulaşabilmiştir. Comet ayrıca yüksek irtifada uçabilmesi nedeniyle atmosferik etkilerden kurtulmaktaydı. Comet uçağının kullanıma başladığı ilk yıllarda şanssızlıklar peşini bırakmamış ve beklenmeyen uçak kazaları yaşanmıştır. 10 Ocak 1954 tarihinde Comet uçağının havada parçalanarak düşmesi sonrasında ikinci Comet’de Roma Kahire uçuşu esnasında düşmüştür. Her iki uçağın düşmesinde uçakların, belirli bir irtifanın üzerine çıkmaları neden olmuştur. Yüksek irtifalarda atmosfer basıncının düşmesiyle uçağın içi ile dışı arasında basınç farklılığı oluşmuş ve uçak gövdesinde stres meydana gelmiştir. Ayrıca uçağın camlarının dikdörtgen şeklinde imal edilmesi de uçakların gövde yapısını olumsuz yönde etkilemiştir. Günümüzde uçaklarda kullanılan camların yuvarlak oluşu o yıllarda edinilen tecrübelerin sonucudur. 1954 yılına kadar yaşanan kazalar sonrasında aynı yıl İngiliz Havacılık otoritesi tarafından Comet’in uçuşları durdurulmuştur.

İlk Gaz Türbinli Uçak Motoru Kullanan Başarılı Yolcu Uçağı

Bu sırada Sovyetler Birliği Tupolev firması tarafından üretilen Tupolev Tu-104, dar gövdeli jet yolcu uçağı, ilk uçuşunu 17 Haziran 1955 tarihinde gerçekleştirmiş ve ticari olarak uçuşlarına 1956 yılında başlamış ve 1958 yılına kadar dünyanın tek ticari jet uçağı olma özelliğini taşımıştır. Uçak, de Havilland Comet’in ardından dünyanın ikinci jet yolcu uçağı ve hizmete giren ilk jet yolcu uçağı ünvanını almıştır. Fakat o dönem yaşanan soğuk savaşın da etkisiyle havayolu işletmeleri tarafından bu uçak tercih edilmemiştir.

İngiliz Comet firması tarafından edinilen tecrübenin de katkısıyla Boeing firması Boeing 707 uçaklarını başarılı bir şekilde geliştirmiştir. Aynı dönemde Douglas firması tarafından da jet yolcu uçağı olarak DC-8 geliştirilmiştir. Pan Am Havayolu şirketi bu dönemde 20 adet Boeing 707, 25 adet Douglas DC-8 uçak siparişi vererek diğer havayolu şirketlerinin de jet uçaklara ilgisinin artmasında etkili olmuştur. Bu dönemde Douglas firmasının DC-8 uçakları, daha önceki ürettikleri uçakların başarısından dolayı havayolu şirketleri tarafından daha fazla tercih edilmekteydi. Fakat Pan Am Havayolu şirketi tarafından Boeing 707 ile Ekim 1958’de New York’dan Londra’ya gerçekleşen ilk jet uçuşu, havacılıkta yeni bir dönemin başlamasında ve Boeing 707’in, Douglas DC-8’e üstünlük sağlamasında etkili olmuştur. Boeing firmasının Boeing 707 uçaklarında elde ettiği başarı dünyada günümüzde de en yaygın kullanılan marka olmasında etkili olmuştur.

Gaz Türbinli Uçak Motorların Farkları Nelerdir?

Uçak dizayn aşamasında, gaz türbinli uçak motorları genellikle yüksek irtifalarda ve yüksek süratlerde daha maliyet etkin olmaktadırlar. Uçağın sürati saatte 290 km – 560 km arasında olacaksa ve yük taşımacılığında kullanılacaksa turboprop motorlar daha maliyet etkin olmaktadırlar. Saatte 560 km ile 1100 km (yaklaşık 0.9 Mach) sürat arasında uçak dizayn edilecekse genellikle turbofan motor tercih edilmektedir. Ayrıca, ses hızının üzerinde bir uçak tasarımında, en uygun motor tipi, düşük baypas turbofan veya turbojet motorlarından biri olmaktadır. Ses hızının üzerinde uçuş gerçekleşebilmesi amacıyla motorların egzos kısmının sonradan yanma (afterburner) özellikli olması da gerekmektedir.

Turbofan uçak motorlarında kompresör kısmının önünde ilaveten fan kısmı yer almakta ve fan kısmından giren havanın bir kısmı kompresör kısmına girerken (kor kısmı da denilmektedir) bir kısmı da kompresörün dışından geçerek hem soğumaya yardımcı olmakta hem de gürültünün azalmasına katkı sağlamaktadır. Turbofan motorlar düşük baypas ve yüksek baypas olarak iki çeşitte üretilmektedir.

Turbopropeller (Turboprop) tipi gaz türbinli uçak motorları, jet motor, devir düşürücü dişli kutusu ve pervane bölümlerinin tamamına verilen isimdir. Bu tip motorlarda gaz türbinden elde edilen takat, devir düşürücü dişli kutusu vasıtasıyla pervanelere iletilmektedir. Diğer jetlerle kıyaslandığında daha kısa mesafede iniş kalkış yapabilme kabiliyetine sahip olması nedeniyle özellikle askeri havacılık alanınada nakliye uçağı motorlarında tercih edilmektedir. C-130, C-160, A400M askeri nakliye uçaklarında turboprop motorlar tercih edilmektedir. Turboprop motorlarda itme kuvvetinin %80-85’i pervanelerden sağlanırken diğer kısmı egzos kısmından sağlanmaktadır.

Turboshaft tipi gaz türbinli uçak motorlarında dönüş kuvveti şafta aktarılmakta ve bu şaft vasıtasıyla helikopterlerin palelerinin dönüşü sağlanmaktadır. Turboshaft motorlar günümüzde helikopterlerde kullanılmaktadır.

Havadan Haberler

airplane-cockpit-1579131 (www.freeimages.com)
Havacılık ve Uzay Liseleri
Havacılık liseleri veya havacılık ve uzay liseleri, öğrencilere havacılık alanında eğitim ve meslek fırsatları sunan özel liselerdir. Türkiye’de, bu tür liselerin bazıları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Anadolu Havacılık Meslek Liseleri olarak bilinirken, bazıları da özel…
16. t-rkiyenin-5inci-nesil-uydusu-yolda-hangi-lkenin-ka-uydusu-var-0-P9Wd7cMG
Türksat 5A Hakkında Merak Edilenler | Geri Sayım Başladı
Türksat 5A hakkında bilgi vermeden önce kısaca daha önce dünyada ve Türkiye’de uydu çalışmalarına bakalım. İlk uydunun gönderildiği 1957 yılından beri Dünya yörüngesine yaklaşık dokuz bin uydu yerleştirildi. Halen bunun beş bine yakını dönmeye devam…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2024 Turkair. All rights reserved.